Çağdaş İngiliz edebiyatının, bol ödüllü yergici yazarı David Lodge’un en önemli romanlarından birini sunuyoruz: İyi İş. Thatcher dönemi İngilteresi’nde, hayali bir sanayi kentinde geçen bu romanda, iş dünyasında yaşanan kıran kırana rekabetten genel müdürlüğe kadar yükselerek muzaffer çıkmış ‘başarılı’ bir erkek ile, hayatını on dokuzuncu yüzyıl sanayi romanına ve kadın araştırmalarına adamış, son derece parlak bir akademik kariyeri sürdüren, feminist ve solcu bir kadının yolları kesişiyor... Hükümet 1986 yılını Sanayi Yılı ilan etmiştir. Üniversite ile sanayii kaynaştırmak ve aralarında işbirliği sağlamak amacıyla tasarlanan Gölge Programı çerçevesinde, her üniversiteden bir öğretim üyesi sanayideki üst düzey bir yöneticiyi sömestr boyunca haftada bir gün gölge gizi izleyecek, bütün günü onunla geçirecektir. Sanayi romanı uzmanı Dr. Robyn Penrose, böylece üniversite tarafından haftanın bir gününü bir mühendislik firmasının genel müdürü Victor Wilcox’la geçirmek üzere görevlendirilir. Bu zorunlu birliktelik başlangıçta iki taraf için de tam bir kâbustur. Kendisini akademik çalışmalarından koparan bu gölgelik görevinden hiç hazzetmeyen, özgürlükçü ve idealist Robyn, paradan başka hiçbir şeye saygı duymayan, bütün hayatını çalıştığı şirketi nasıl kâra geçireceği üzerine kurmuş Victor’ın dünyasında bir deprem etkisi yaratacaktır. Farklı değerleri, özellikle de hiç örtüşmeyen ahlâk anlayışları yüzünden birbirlerini yiyen bu iki insanın hayatları artık eskisi gibi olmayacaktır... Lodge, arka planını acımasız politikalarıyla Thatcher döneminin oluşturduğu bu romanda, birbirinden çok farklı iki dünyayı çarpıştırarak, içinde yaşadığı toplumun ince bir mizahla dokunmuş parodisini sunarken, sınıflar arasındaki diyalog eksikliğine de keskin bir eleştiri yöneltiyor. İyi İş, hiç kuşkusuz taşıdığı başlığın hakkını veren bir roman.
