“Özlerden Sözlere” ve “Gönülden Gözlere”
adlı çalışmalarımızdan sonra “Beklenen Şafak” isimli bir eserle okuyucularımızın karşısına çıkmak istedik. Biliyor ve inanıyorum ki, Rabbim yoluna yönelenleri, rızasını arayanları yalnız ve yardımsız bırakmayacaktır. “İki günü bir birine eşit olan aldanmıştır.” buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz. Bugün dünden, yarın da bugünden daha ileride olmak zorundayız.
Müslüman bir toplum ve asil bir millet olarak hayat yolculuğuna devam etmek istiyorsak eksiğimizi bileceğiz, düştüğümüz yeri bulacağız ki, tekrar ayağa kalkabilelim. Mağdur ve mazlumların dertlerine deva, sorunlarına çare sunabilelim. Çünkü bütün dünya Müslümanlarının ve gadre uğramış soydaşlarımızın gözleri bizim üzerimizde. Bizi gözetleyen gözler var. Bizi telaffuz eden sözler var. Yönünü bize dönmüş milyonlarca yüzler var. Mağdur edemeyiz, yalnız bırakamayız, görmezden gelemeyiz, onlarsız lokma yiyemeyiz. Çünkü biz, Allaha kul, Habibine ümmet olan Türk Milleti ve Türki’yeyiz.
Yesevi’den el aldık, Yunus’la maya çaldık,
Hacı Bektaş, Mevlana… Derken derine daldık,
Aşk ile sevda ile koştuk bütün cihana,
Kayboldu samimiyet, yazık yollarda kaldık.
Bu tadımlık eseri okurken kendinizi bazen tarihin, coğrafyanın, dağların, derelerin kucağında; bazen de Kuran ve Sünnet ikliminden kana kana içmiş gönül erenlerinin ocağında bulacaksınız. Tarih, zaman ve zemin belirterek sizlerin de bildiği, yaşanan bazı olayların şiirsel anlatımına; bazen de ahiret yurduna intikal etmiş tanıdığım, sevdiğim, hizmetlerini yakinen bildiğim gönül dostlarımın hayatlarına şahitlik edeceksiniz.
Her halükarda ümit var olacağız. Zifiri karanlık aydınlık şafağın habercisidir. Umut hiç bitmeyen bir bahar mevsimidir. İçinde kar da yağar, fırtına da kopar, fakat çiçekler hep açmaya devam eder. Karakışta açan çiçeğe Kardelen diyoruz. Kardelen olmaya var mısınız?
İslam’a hizmettir milletin asıl derdi,
Kalmasın geride onlardan hiçbir ferdi,
Bazen yanılsak, aldanmış olsak da,
Rabbim bu milleti gerçekten çok sevdi.
