“Stratejinin lafı bile beni ürkütüyor. Zaten strateji önemli de değil!” diye düşünüyor musunuz? Strateji hayatınızı kolaylaştıracak bir kaldıraç ve kuralları çok açık. Stratejiyi küçümserseniz, size keseceği fatura yüksek olur. Başkalarının stratejilerinin bir parçası olursunuz. “Benim stratejiye ihtiyacım yok! Strateji, şirketlerin, müesseselerin ve ülkelerin işi.” diye mi düşünüyorsunuz? Eğer kişinin stratejisi sayesinde işleri yolunda gitmezse, çalıştığı şirketin, kurumun ve ülkesinin stratejisine de destek veremez. Kişi kendi stratejisini geliştirip, kendi menfaatini şirketinin, kurumunun ve ülkesinin menfaatiyle örtüştürebilirse, o zaman bu stratejiler başarılı olabilir. “Çalıştığım şirkette patronlar, üst düzey yöneticiler stratejiyle uğraşıyorlar. Benim stratejiyle ilgilenmeme gerek yok.” diye mi düşünüyorsunuz? Stratejiden anlarsanız, çalışmak için bir şirket aradığınızda doğru şirketi bulma şansınız yükselir. Bir şirkette çalışıyorsanız ve stratejiden anlıyorsanız, yükselme şansınız artar. Günümüzde artık stratejiden anlamayan yöneticilere şirketlerde fazla bir yer yok. “Şimdiye kadar okuduğum strateji kitaplarını sıkıcı buldum. Ayrıca stratejiye vakit ayıramıyorum.” diye mi düşünüyorsunuz? Gerçekten keyifle okunacak strateji kitapları çok az. Ama bu kitap ilginç çünkü konsepti farklı. Stratejiyle ilgili en önemli 40 soruya ‘Tarihimizden’ ve ‘İş Hayatından’ örnekler veriyor. Günümüzde, değişimin çok hızlı olduğu bir ortamda, stratejiye özellikle üst düzeyde vakit ayıramamak genellikle ‘Şirket İntiharı’ ile neticelenir. Günlük işlerle ne kadar meşgul olursanız olun, her gün ve her hafta kafanızı kaldırıp, yaptığınız işleri stratejik açıdan değerlendirmeniz gerekiyor. Elinizdeki kitabı okuyunca ister istemez stratejiye vakit ayıracaksınız. İş işten geçmeden, keşke dememek için stratejiye kulak verin.
